Doğurganlık Aşısı
Rahim Bağışıklığı Tedavisi
Doğurganlık Aşısı adlı Tüp bebek tedavilerinde uygulanabilecek yeni bir aşı geliyor. Aralarında Dünya Kısırlık ve Tüp Bebek Derneği Başkanı Prof. Dr. Timur Gürgan’ın da olduğu ekip, tüp bebek denemelerine rağmen çocuk sahibi olamayan, çoğu gebeliği düşük ile sonuçlanan 126 kişiye, içinde hormonla uyarılmış özel kan hücrelerinin bulunduğu sıvılarla geliştirilen aşıyı uyguladı. Gürgan ile Akdeniz Ülkeleri Üreme Derneği Başkanı Prof. Dr. Antonis Makgriannakis’in ekipleri Ankara’da çalışmanın sonuçlarını değerlendirdiler. Çalışmayı Hürriyet’e anlatan Prof. Dr. Gürgan şunları söyledi:
Rahim Bağışıklık Sorunlarında
Anne olma Umudu: Doğurganlık Aşısı
Doğurganlık Aşısı ile rahim bağışıklığı tedavisi iki aşamada yapılıyor…
“Uygulama iki aşamada gerçekleştiriliyor. İlk aşamada tedaviye alınacak kadınlara, adetlerinin 16-18’inci günleri arasında rahim içini kuvvetlendirmek için bir sıvı veriliyor. Bu sıvıya, bağışıklık sistemi dengelemesi yapabilen ‘Granulosit koloni-uyarıcı Faktör’ deniliyor. Sonra tüp bebek tedavisine başlanıyor. Yumurta toplanması sırasında alınan kandan ayrıştırılan ‘özel onarım’ hücreleri laboratuvar ortamında çoğaltılıyor. Gebelik aşısı yönteminde kullanılan teknikten farklı olarak gelişme ortamına beyinden salgılanan Kortikotropin Saldırıcı Hormon (CRH) ilave ediliyor. Böylece rahim içi zarı kuvvetleniyor sağlıklı embriyoyu içine kolaylıkla alabilecek bir hale geliyor, gömülgenlik kazanıyor.
Doğurğanlık Aşısı ile Hayallerimize Kavuştuk;
Z.C.
14 yıllık evliliklerinde 6 kere tüp bebek denemesi yaptığını, ilkinde gebe kaldığını ancak bunun düşükle sonuçlandığını belirterek “Toplamda 6 kere tüp bebek, bir kere de aşılama denedim. Sonuncusunu bu teknik ile yaptık ve ilk seferde hamile kaldım. Şu anda 2.5 aylık ikiz bebeklerime hamileyim ve çok mutluyum” dedi.
F.D. ise;
7 aylık hamile olduğunu ve bir kız bebek beklediğini belirterek “13 yıllık evliyim, 5 kez düşük yaptım, 4 kez negatif tüp bebek denemem var. Eşimle umudumuzu kaybetmeden yolumuza devam ettik. Sonunda hayalimize kavuştuk” dedi.
Doğurganlık Aşısı 40 Yaşına kadar uygulanabiliyor…
Prof. Dr. Antonis Makgriannakis ise CRH hormonun kuvvetli pozitif etkisi ile gelişen hücrelerin uyarılıp rahim zarı gömülgenliğini arttıran maddeler ve hormonlar ürettiklerini belirtti. İşlemin düşük riskini ciddi oranda azalttığını vurguladı. Makgriannakis şöyle devam etti: “Bu işlem ‘Genetik Dengelenmiş ve Saklanmış’ embriyoların kullanılması ile birleştirildiğinde kişiye özel maksimum başarı şansı elde edilebiliyor ve uygun olgularda gebelik oranları yüzde 40, hatta yüzde 60 üzerine çıkabiliyor. Bu yeni teknik, polikistik over hastalığı, rahim içi kalınlaşma, çikolata kistleri ve rahim içi enfeksiyon sorunları olan kadınlarda uygulanabiliyor. Ayrıca, kanlarında pıhtılaşma problemi olan kadınlar için de uygun. Teknik, tüp bebek tedavisinde tekrarlayan başarısızlıklar ve düşükler yaşayan, 40 yaşına kadar olan kadınlar için de kullanılabiliyor.
Doğurganlık Aşısı umutları arttırıyor!
Yeni geliştirilen ‘Doğurganlık Aşısı‘ tekniği ile tüp bebek tedavisi başarısızlığı olan kadınların annelik şansı artabiliyor.
Dünya Kısırlık ve Tüp Bebek Derneği Başkanı, Akdeniz Ülkeleri Üreme Derneği Yönetim Kurulu üyesi, Gürgan Clinic Medikal Direktörü Prof. Dr. Timur Gürgan anlattı:
Tüp bebek tedavisinde gebelik şansını neler belirler?
Birincisi, tüp bebek tedavilerinde spermin yumurtayı döllemesi sonucunda oluşan embriyonun genetik yapısı ve kalitesi. İkinci önemli nokta ise rahim içini döşeyen endometrium denilen bölgenin embriyonun gömülmesi için uygunluğu.
Embriyonun gebelik için uygunluğu ‘Genetik Dengeleme’ olarak adlandırdığımız bir özel ilaç tedavisi ve laboratuvar analizleriyle değerlendiriliyor. Burada embriyoların daha iyi gelişmesi ve en iyisinin bulunabilmesi için kişiye özel ana rahmi görevini yapan dolaplar ve video izleme sistemleri kullanılıyor. Bu yöntemle sağlıklı embriyolar seçilebiliyor.
Daha ileriye gidilerek bu embriyoların genetik tahlileri yapılıyor ve gebelik oluşturmaya en yakın olanlar ayrılabiliyor. Ayrıca bu seçilmiş embriyoları istenilen sürelerde ‘vitrifikasyon’ olarak adlandırılan dondurma metodu ile sonradan kullanılmak üzere saklanabiliyor. Böylece en yüksek gebelik şansı verebilecek embriyolar seçilmiş ve tüp bebek tedavisi için kullanılabilecek hale getirilmiş oluyor.Ancak en iyi embiryo bulunsa dahi rahim içinin gebeliğe uygun ve diğer deyişle hazır olması gereklidir.
Rahim içi uygunluğunu neler bozar?
Rahim içini döşeyen endometrium olarak adlandırılan tabakada sorun varsa embriyonun tutunması, gebeliğin gelişmesi mümkün olmayabiliyor. Bu durumlarda gebelik oluşsa dahi düşük yapma riski yüksek oluyor. Sonuçta sağlıklı bebek doğurma şansı yine düşük kalıyor. Rahim içi yapısını bozarak gebeliği engelleyen durumlardan en önemlisi rahim içine embriyonun gömülmesini ve tutunmasını sağlayan bağışıklık sistemi hücrelerinin dengesinin bozulması ve embriyoya gebelik oluşturabilmesi için yeterli desteği verememesi. Rahim içi hücre bağışıklık dengesinin bozulması:
- Genetik yetersizlikler,
- Bağışıklık sistemiyle ilgili hastalıklar ve kan pıhtılaşma bozuklukları,
- Polikistik over hastalığı ve obesite
- Çukulata kistleri,myomlar
- Kullanılan yumurta geliştirici ilaçlara bağlı olarak oluşan gelişme uygunsuzlukları,
- Rahim anomalileri ile ilgili olabilir.
Rahim içi zarındaki sorunlara karşı tedavi yöntemleri var mı?
Evet, buna yönelik bazı yeni tedaviler var. Bu tekniklerin bir kısmı yukarıdaki nedenlerle oluşmuş tüp bebek tedavisi başarısızlıklarında gebelik şansını artırabiliyor. Rahim içine özel optik sistemler yardımı ile uygulanan ‘Nadas Tekniği’, ‘Kumulus Hücreleri Embriyo Desteği’, ‘Rahim İçi Uygunluk Testi’ ve Özellikle Doğurganlık Aşısı olarak da bilinen Rahim Bağışıklık Tedavisi sisteminin dengelenmesi etkiler.
Örneğin bizim 200 olgu üzerinde test edilmiş ve yayınlanmış olan bir yöntemimiz var. ‘Doğurganlık aşısı’ olarak adlandırılan bu teknik tüp bebek tedavisinin başarısını artırabiliyor. Özellikle daha önceden 2 ve üzerinde tüp bebek uygulamasına rağmen gebe kalamamış veya gebe kalmasına rağmen düşük yapmış kadınlarda etkili oluyor. Tedavinin geliştirilmiş şeklini son çalışmamızda daha önceden 3 ve üzeri başarısız tüp bebek tedavisi geçirmiş 186 kadın çalışma grubuna alındı. Doğurganlık aşısı tedavisi alan hastaların sonuçları kontrol grubu ile karşılaştırıldı.
Doğurganlık aşısı uygulaması yapılan hastalarda düşük yapma olasılığı % 17.9 ,eve canlı çocuk götürme oranı % 34.4 olarak bulunmuştur. Tedavi edilmeyen grupta ise düşük oranı % 41.6 ,eve çocuk götürme şansı % 14.1 olarak elde edilmiştir. Sonuçlar rahim zarı problemi olan kadınlarda doğurganlık aşısının gebelik oranlarını 2 kez arttırdığını , düşük oranlarını da % 60 azalttığını göstermektedir. Böylece tedavimizin rahim içi zarıyla ilgili sorunu olan kadınlarda ailenin eve canlı çocuk götürme olasılığını çok önemli derecede arttırmış olmaktadır.
Doğurganlık aşısı nasıl yapılıyor?
Kadın adet gördükten sonra tüp bebek tedavisine başlanıyor. Yumurta toplanması sırasında alınan kandan ayrıştırılan “özel onarım” hücreleri ve “bağışıklık sistemi destekleyici” hücreleri laboratuvar ortamında çoğaltılıyor.
Gelişme ortamına beyinden salgılanan Kortikotropin Saldırıcı Hormon (CRH) ilave ediliyor. Bu hormonunda kuvvetli pozitif etkisi ile gelişen hücreler uyarılıp rahim zarı gömülgenliğini arttıran maddeler ve hormonlar üretiyorlar. Uyarılıp işlenerek elde hücrelerin ürettiği maddeleri, hormonları içeren sıvılar embriyo transferinden 48 saat önce rahim içine verilerek zarın dengelenmesi sağlanıyor ve embriyoları sağlıklı olarak kabul edebilme yeteneği arttırılıyor.
Genetik olarak iyi olduğu saptanan veya düşünülen embriyolar ise bu işlemi takiben 48 saat içindeki en gömülgenliğin en yüksek olduğu alan üç boyutlu ultrasonlarla saptanarak rahim içine veriliyor.
Böylelikle rahim içinin bağışıklık ve genetik yapısının dengelenmesi sağlananarak gebelik kişiye özel en yüksek şans elde ediliyor. Bu işlem “Genetik Dengelenmiş ve Saklanmış” embriyoların kullanılması ile birleştirildiğinde kişiye özel maksimum başarı şansı elde edilebiliyor ve uygun olgularda gebelik oranları %50 üzerine çıkabiliyor.
Bazı özel durumlarda bu tedaviye alınacak kadınlara özelliklerine göre adetlerinin 8-10 günleri arasında Nadaslama tekniği uygulanıyor. Nadaslama, rahim iç duvarının kamerayla incelenerek buraya yapılan özel işlemle rahmin bebeği kabul etmesini sağlamasıdır. Ya da özellikle daha önce düşükleri olan kadınlara rahim içini kuvvetlendirmek için G-CSF denilen rahim içi gen ve bağışıklık sistemi dengelemesi yapabilen bir faktör veriliyor. Yani her şey kadının ve çiftin özelliklerine, sorunlarına ve ihtiyaçlarına göre ayarlanıyor. Ne eksik ne fazla!